Bir Veda Mektubu
AÇIK GÖRÜŞ XII 25.02.2008
----------------------------------------------------------------- YUNUS EMRE ORAL
bir veda mektubu
Onların hiçbir çıkarcı düşüncesi yoktu..
Sadece vatan sevgisi, vatan borcu için oradaydılar..
Tek umutları onları bekleyen aileleri ve belki kucağında uyuyacakları sevdikleriydi..
Olmadı..
Ecel Mehmetçiği Kuzey Irak'ta yakaladı..
Mehmet'imin hayalleri vardı, sıcak bir yuvada karısıyla, kızıyla oturup oyunlar oynayacaktı..
Belki kendine göre ufak bir tatil yapacaktı ailesiyle..
Ama ABD emperyalizminin, çıkarcı güçlerin ve en acısı kişisel menfaatleri uğruna kendi vatanını satan bazı şerefsizler yüzünden akıttı kanını toprağa..
Aklının ucundan bir saniye bile geri dönmek gelmeden koştu karanlığa..
Bağırarak ''Hoşçakal yarın!..Sen umut ol doğacak çocuğuma, umut ol ki yapıştırsın iki elini vatanını bu hale getiren şerefsizlerin boğazına'' dedi karanlığa..
O kaçmamıştı vatani görevinden sahte raporla..
Gitti mehmetçik bir deli rüzgarla...
Arkasından tüm Türkiye'yi ağlatarak..
Ağladık..
Çünkü santim santim bu ülkeyi parçalayan güçlerin esiri olan iktidarın mantıksız türban dayatması yüzünden unutmuştuk terörü..
Desteğimizi çekivermiş, bu anlamsız tartışmalara vermiştik kendimizi..
Türkiye'nin başka hiçbir derdi yokmuş gibi göstermelik dincilerin oyunlarına gelmiştik..
Müslüman'a güvenmeyip müslümanız diye dolaşan tipler yüzünden sormamıştık Kuzey Irak'ı..
Kendi saçının telini mahrem yeri zannedip müslümandan çekinen vitrin dincileri yüzünden aramamıştık şehit ailelerini..
Kendini soyutlayıp, kendi dininden karşı bir cinsi görünce kaçacak delik arayan çağdaşlar yüzünden vazgeçtik doğu illerimizden..
Şıh olup fetvalar veren, kendi tarikatını kurup şeriat yönetimi getirenlerin peşinden koşan maşalar yüzünden göremedik savaş halini..
Al kanını akıttığın bu toprağı karış karış satanları izlerken kaçırdık gözden seni..
O kahpeleri meclise sokan çıkarcı dincilere tepki koyarken duyamadık sesini..
Ve pişkin pişkin ABD yalakalığına devam eden gerici bir partinin oyunlarına gelmeyelim derken bulduk kendimizi senin cenazende..
Halkımızın gözünde yaşları gördüğümüzde dank etti kafamıza bu gerçekler..
Utanarak, sıkılarak baktık etrafımıza..
En kötüsü bakamadık al bayrakla sarılmış naaşına..
Korktuk o bayrağa bakmaya..
Atam'ın kalkıp hesap sormasından korktuk..
Bize bu vatan karış karış satılırken nerelerdeydiniz demesinden korktuk..
1923 yılında çağdaş medeniyete ulaştırdığı bu devleti nasıl olurda 2000'li yıllardan 1800'lü yıllara çevirmeye çalıştığımızı sormasından korktuk belki de...
İrtica yoktur deyip, hala görücü usulü gibi çağdaş medeniyetin çok dışında kalmış, adeta gençlerin mal yerine konulduğu bir uygulamayla çocuğunu evlendiren bir başbakanı nasıl seçtiniz demesinden korktuk belki de..
Sırf bu sebepler yüzünden göremedik seni düştüğün o cehennemde..
Destekleyemedik seni..
Arkanda duramadık..
Gençliğini bu vatan uğruna gözünü kırpmadan harcamanı gururla karşılayamadık..
Utandık..
Göremedik seni..
Türban serbest ya..
ABD onu din bekçilerinin başına örttü, bizim yüzümüze..
Göremedik yüzünü yüzümüzdeki türban yüzünden..
Biz ayakta uyurken sen bizim için canını verdin..
Hakkını helal et şehidim..